Geçmişten geleceğe bir sağlık rehberi olan zeytin ve zeytinyağının üretiminde önemli bölgelerin başında yer alan Akhisar’da bölgeye özgü, iriliği ile ve lezzeti ile dikkat çeken, özellikle biber limon sarımsak gibi lezzet verici dolgular ile farklılaşan domat çeşidinin yanı sıra çekirdeğinin kolay ayrılması ve nefasetiyle bilenlerin vazgeçemediği uslu zeytin çeşidinin de hasadına başlandı.

Dünya Tarımı 19. kez AGROEXPO'da buluşuyor Dünya Tarımı 19. kez AGROEXPO'da buluşuyor

projects_5505_1635869576769-alper+alhat1
 
Tüketicilerin giderek bilinçlendiğini söyleyen Akhisar Ticaret Borsası Başkanı Alper Alhat “Sağlıklı ve uzun ömürlü nesiller için zeytinyağı kullanımı artırılmalı. Devlet zeytin üreticisine destek vermeli. Hem üretici hem tüketici memnun olmalı. Çünkü üretici olmazsa tüketici, tüketici olmazsa üretici olmaz” dedi. Alhat, bu hedef doğrultusunda Akhisar’da üreticiler ile bir başarı hikayesi yazdıklarını belirterek “En kaliteli zeytini üretiyoruz. Bu başarıyı her sene sürdürmeyi hatta katlamayı hedefliyoruz” diye konuştu. 
 
“İhracatta rekor talep”
Alhat sofralık zeytin üretiminde Türkiye’nin liderinin Akhisar olduğunu belirterek “Zeytinyağında da günden güne yükseliyoruz. En modern tesisler, en çalışkan işletmeler Akhisar’da. Birlikte çok güzel işler başarıyoruz. Kuraklığa rağmen, rekoltede ciddi düşüşler yaşamadığımız için mutluyuz. Tüm olumsuz koşullara rağmen Türkiye’de bu yılki rekolte yüzde 20 arttı. Dünyadaki rekolte ise yüzde 20 azaldı. Bu nedenle Türkiye olarak ihracatta rekor talep alıyoruz” dedi. 
 
“Katma değerli ihracat”
Üretimdeki artışın, dünyadaki eksik üretim ve döviz kurunun yükselişi ile birlikte Türkiye için daha fazla ihracat şansı anlamına geldiğini vurgulayan Alhat şöyle devam etti:
 “Fakat biz ihracatı ‘rakip ülkelere tedarikçilik’ olarak algılayanlardan farklı düşünüyoruz. Artık eski alışkanlıklardan kurtulup katma değer yaratan ihracat modellerini güçlendirmemiz şart. Yıllar önce 600 dolar ambalajlı zeytinyağı desteği veriliyordu, ambalajlı satışlar birden artmıştı ama nedense bu destek TL’ye çevrildi ve dövizin hızlı artışıyla eridi, gitti. Bugün 1600 lira seviyesinde. Eğer destek tekrar anlamlı bir seviye çıkartılabilirse ambalajlı ihracat şahlanır” 
 
“Komisyoncuya fırsat vermeyin”
Alhat, düşük destek miktarı nedeniyle ambalajlı ihracat yerine dökme ihracat kolaycılığının sektöre hakim olduğuna dikkat çekerek “Yüksek döviz kuru nedeni ile görece ucuz kalan zeytinyağımız, yurtdışındaki rakip zeytinyağı firmalarının iştahını kabartıyor” dedi. Geçen yıl  “yasak var” denildiği ve zeytinyağı rekoltesi bir önceki yıldan eksik olduğu halde özel izinler ile yine bir önceki yıla göre daha fazla dökme zeytinyağı ihracatı yapıldığının altını çizen Alhat “Çiftçi kazanmadı, sanayici de kazanmadı. Kim kazandı? Rakip ülkelerin firmaları ve bu izinleri almayı becerebilen ülkemizdeki komisyoncuları. Rekoltenin düştüğü sene, dökme ihracat artıyorsa ne düştü? Tabi ki tüketim. Binbir emekle 0,8’den 2 litreye taşıdığımız kişi başı zeytinyağı iç tüketimimiz ne yazık ki 1,4’lere kadar düştü, düşmemeli” diye konuştu. 
 
“KDV yüzde 1’e inmek zorunda”
Girdi maliyetlerindeki yükselişlere rağmen son tüketiciye sunulan zeytinyağı fiyatlarına çok az ya da hiç zam yapmayan sektör temsilcilerinin enflasyonla mücadelede üstlerine düşen görevi fazlasıyla yaptığını söyleyen Alhat, zeytinyağının perakende KDV'sinin yüzde 1'e indirilmesi taleplerini tekrar hatırlattı. Alhat “Her türlü fedakarlığı yapan zeytin üreticilerinin bugün geldiğimiz noktada pozitif ayrımcılığa ihtiyacı var. Yüzde yüz milli ve yerli üretim olan zeytin ve zeytinyağı sektörü yıllardır zorda ancak maalesef uzun süredir talep ettiğimiz KDV indirimi yapılmadı. Üstelik diğer bitkisel yağların ithalatında yüzde 30 civarında gümrük vergisinden feragat edilirken. Zeytinyağı bu ülkenin has evladı, bu muameleyi görmesi üzüntü verici. Zeytinyağı sektörü yüzde 30 oranında desteklense, bu çiftçi dağa taşa zeytin dikerdi. Çiftçiyi ve sanayiciyi küstürmeyelim” diye konuştu.