Kırkpınar’ın “Biz bunları İzmir’den biliyoruz” şeklindeki sözleri ve eleştirilerine yanıt veren Sertel, “Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz. Bizim belediyelerimiz devletin kuruluşudur, devlet ile yarışmaz. İktidara göre kısıtlı bütçelerine rağmen halkımızın sorunlarının çözümü için var oldular var olacaklar. Belediyelerimizden hiçbiri parti logosu ile deprem bölgelerine koşmadı. Her biri bölgeden kaçıp kentlerine gelen yurttaşlarımıza kucak açtı. Hiçbiri bunu siyaseten yapmadı, yapmaz. Bizim belediye başkanlarımız içten ve ayrımsız davranır. Depremde siyaset yapıp halkın çaresizliğini oy için kullanmaya kalkanlar siyaseten ahlaksızdır. Gerçekleri halkımız zaten dile getiriyor. Bize düşen halkımızın sorunlarını çözmek, yaralara merhem olmaktır. Belediyelerimiz iktidar ile yarışmıyor, halkımızın sorunlarına çözüm arıyor” dedi.

Cumhuriyet Halk Partili tüm belediyelerin depremin ilk gününden itibaren bütün imkanlarıyla seferber olduğunun altını çizen Sertel, yapılan yardımları şöyle özetledi:

“Belediye başkanlarımız depremin olduğu her noktada olağanüstü başarılara imza attılar. Geçen hafta itibarıyla deprem bölgesine 8 bin 163 araç gönderdiler. 23 bin 473 çalışan deprem bölgesindeydi, 6 bin 562 insani yardım taşıyan kamyonumuz gitti, 142 mobil mutfak oluşturuldu, 153 ikram aracı oluşturuldu, 16 mobil fırın yapıldı insanlar ekmeklerini rahat alabilsinler diye. 2 milyon 863 bin 636 battaniye gönderildi deprem bölgesine, 252 bin 303 ısıtıcı gönderildi, 37 bin 96 çadır gönderildi. 4 milyon 139 bin 494 hijyen paketi, mobil duş-tuvalet 1609, jeneratör 2 bin 28, konteyner 957, oraya gidildi ve yardım yapıldı ve yapılmaya da devam ediliyor."

Deniz Doğan'dan ulaşım için önemli projeler! Deniz Doğan'dan ulaşım için önemli projeler!

Bir Kira Bir Yuva Yardım Kampanyası

İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin öncülüğünde düzenlenen “Bir Kira Bir Yuva” kampanyasıyla ulaşılan destek miktarının 413 milyon lirayı aştığını ifade eden CHP İzmir Milletvekili Atila Sertel, şunları söyledi:

“Depremden canlarını zor kurtaran vatandaşlarımız bölgede çadır bulamazken, İzmir Büyükşehir Belediyesi onların barınma ihtiyacını gidermek için büyük bir kampanya başlattı. Bir kira bir yuva kampanyası ile Türkiye tek yürek oldu ve toplanan yardımlar 413 milyon lirayı aştı. İzmir Büyükşehir Belediyesi, İzmir’de Bir Kira Bir Yuva kampanyasıyla evlere yerleşen depremzedelerin 3 aylık elektrik ve su faturalarını da ödüyor. Ayrıca afetzedelerin su abonelik işlemlerinde güvence bedeli, sayaç bedeli ve su açma ücreti de alınmıyor. Depremzedelerin ihtiyacı olan insani yardım malzemelerinin satın alınmasını sağlayan dayanışma kampanyası Umut Hareketi ise her geçen gün büyüyor. Dört ilde afet koordinasyon merkezi kuran İzmir Büyükşehir Belediyesi, 5 binin üzerinde depremzedeyi ağırlayacak konteyner kentlerin kurulumuna da devam ediyor. Günde 10 bin kişilik yemek üreten mobil mutfağı afet bölgesine gönderen İzmir Büyükşehir Belediyesi, deprem alanlarında hızla çadır kentler de oluşturdu.  Büyükşehir Belediyesi, barınma sorununu çözmek için ikisi İzmir’de biri Hatay’da olmak üzere üç ayrı atölyede konteyner üretimini de sürdürüyor. Kahramanmaraş, Hatay, Osmaniye ve Adıyaman’da kurulan konteyner kentlerde 5 binin üzerinde depremzedeye hizmet verilecek.”

“Siyaset yapmıyoruz depremzedelerin sorunlarını dile getiriyoruz”

Böylesine büyük bir afet ve kaybedilen on binlerce yurttaşın ardından siyaset yapılmasını doğru bulmadıklarını ve siyaset yapmadıklarını ifade eden Sertel, “Depremin ilk gününden itibaren bölgedeydim. Kahramanmaraş, Hatay, Osmaniye, Gaziantep ve Adana’da on gün geçirdim. Özellikle ilk üç gün Kahramanmaraş’ta insanların bağıra bağıra, yardım isteye isteye yaşamlarını yitirdiklerine şahit oldum. AKP’li belediyelerce yönetilen bu il ve ilçelerimizde deprem hazırlığı için çadır stoku dahi yapılmadığını gördüm. Canlarını kurtaran insanların derme çatma bir iki taziye çadırında 30-40 kişi sıkış tepiş soğuktan korunmaya çalıştığını gördüm. İlk üç gün sıcak bir çorbanın ulaşmadığını, insanlarımızın açlık, sefalet ve çaresizlikle baş başa bırakıldığını gördüm. Vatandaşlarımızın enkazda kalan yakınlarını kurtarmak için arabamızın önüne atlayıp ‘ne olur bize yardım edin, bir tane kepçe yönlendirin’ dediklerini gördüm. Depremin üzerinden 15 gün geçmesine rağmen halen çadır bekleyen, çadır arayan insanlarımızı gördüm. Bütün bunları görüp susacak mıydık? İnsanlarımızın çaresizliğini dile getirip daha hızlı yardım ulaşması amacıyla konuşmayacak mıydık? Bizim amacımız siyaset değil bizim öznemiz insan” diye konuştu.

 “Maddi yardımlar herkese ulaşmadı, işsizlik en büyük sorun”

Deprem bölgesindeki çalışmalarının ardından diğer milletvekili arkadaşları gibi başka şehirlere yerleştirilen depremzedeleri ziyaret ettiğini ifade eden CHP İzmir Milletvekili Atila Sertel, İzmir ve Aydın’a yerleştirilen depremzede ziyaretlerinde sorun ve talepleri dinlediğini söyledi.

AKP iktidarının her ne kadar “yıkılmadık, ayaktayız” mesajı vermeye çalışsa da bu iktidarın ve tek adam yönetiminin enkazın altında kaldığını ifade eden Sertel, şöyle devam etti:

“Görüyorlar, görmezden geliyorlar. Duyuyorlar, duymazdan geliyorlar. Sorunların üzerine kapatıp her şey yolunda mesajı vermeye çalışıyorlar. Ama halkımız her şeyi görüyor ve biliyor. Depremzede vatandaşlarımız da yardımların ne zaman ulaştığını, yakınlarının enkaz altında günler süren bekleyişten sonra geç müdahale edildiği için öldüğünü, yaşadıkları çaresizlikleri çok iyi biliyorlar ve bunu yüksek sesle dile getiriyorlar. İzmir ve Aydın’a yerleştirilen depremzedelerimizi ziyaretlerimizde çok sayıda kişinin acısına ortak olduk, olmaya da devam ediyoruz. Geçici barınma için İzmir ve Aydın’a gönderilen depremzedeler yarın kendilerini neyin beklediğini bilmiyor. Aydın’daki otellerde kalan vatandaşlar, turizm sezonu başlayınca nereye gideceklerini bilmiyor. İşlerini kaybedenler bundan sonra ne iş yapacağını bilmiyor. Sayın Kırkpınar, ‘dönerciyi ve güvenlikçiyi’ işe yerleştirdik demiş ama 60 bin kişiden kaçını işe yerleştirmişler soruyorum. Birkaç örnek ile işsizlik sorununu çözüyoruz demek, işsizliği yok saymak ancak AKP’lilerin işi olabilir. Yapılacağı söylenen maddi yardımlar halen çok sayıda kişiye ulaşmadı. Yaşadıklarımızı, gördüklerimizi, duyduklarımızı söylemek bizim görevimiz. Enkazın altında kalan iktidarlarını kaybetmemek için görmemezlikten, duymamazlıktan gelenlere ise en güzel cevabı halkımız verecektir.”