Toplantının açılışında bir konuşma yapan ESİAD Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Karabağlı, Rusya Ukrayna savaşının küresel ve ulusal anlamda bir takım sert etkilerinin olduğunu ve savaş sonlansa bile bu etkilerin bir süre daha devam edeceğini ifade etti. Bu savaşa Türkiye’nin kırılgan bir ekonomiyle yakalandığına dikkat çeken ESİAD Başkanı Karabağlı, “Zaten enflasyonist ve kur baskısı altında olduğumuz zorlu bir süreci yaşıyorduk, üstüne bu savaş ile daha da zor bir döneme girdik diyebiliriz. Yaz aylarında turizm gelirleriyle bir iyileşme beklerken, turizm payımızda önemli yere sahip bu iki ülke arasındaki savaş,bu beklentimizi revize etmemizi gerektirebilir.” dedi.
Her şeyden önce bu çağda bir savaşın insanlık için ayıp olduğunu vurgulayan Karabağlı, “Artık insanlar ölmemeli, insanlar evlerine dönebilmeli, bunu diliyoruz” dedi.
Yalçınkaya: “Türkiye’nin Montrö’deki istikrarlı tutumu sürüyor”
Rusya-Ukrayna Savaşının Küresel Düzen ve Türkiye Üzerindeki Etkileri başlığı altında bir sunum gerçekleştiren TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Prof. Dr. Haldun Yalçınkaya, “Türkiye’nin komşularına baktığımızda İran’ın İslam Devrimi ile uluslararası sistemden izole olmaya başladığınızı görüyoruz. Sonrasında 1991 Irak Körfez savaşı, istikrarsızlık dönemi, devamında Suriye iç savaşı. Bu süreçte ticari ve ekonomik ilişkilerimizin olduğu Irak, İran, Suriye ile ekonomik ilişkilerimiz zarar gördü. Şimdide Rusya Ukrayna savaşı ile kuzey tarafımız kapanmış oldu” dedi.
Bu savaşın Balkanlara sıçrama olasılığının da tartışıldığını ifade eden Yalçınkaya, “Türkiye açısından bakıldığında iş yapılacak alanların daraldığını görüyoruz” dedi. Dış politika ile ilgili herhangi bir konuyu analiz ederken birey, devlet ve uluslararası ilişkiler başlıkları altında analiz yapılması gerektiğini ifade eden Yalçınkaya, “Açıkçası ABD’nin gerçek rakibi Çin. Bu noktada ABD’nin Ukrayna üzerinden Rusya’yı yıpratacak, Rusya’nın kaynaklarını tüketmesini sağlayacak bir ortamı yaratmaya çalıştığını görüyoruz” dedi. Rusya açısından önünde iki yol bulunduğunu vurgulayan Yalçınkaya, “Bu savaş ya kısa sürede biter ya da çok uzun süreye yayılır. Bu çok uzun süreye yayılma durumu Rusya için kaynakları tüketen bir hale dönüşür. Bunu Rusya’nın isteyeceğini düşünmüyorum. Göstermelik bir zafer ilan edip bu savaşı bitirmesi akılcı bir çıkış olabilir. Buna dair emareler görüyoruz” dedi. Türkiye’nin bu noktada doğru bir dış politika yürüttüğünü söyleyen Yalçınkaya, “Montrö dengesini gözeten, Karadeniz konusunda istikrarını bozmayan bir Türkiye görüyoruz. Deniz cephesinin açılmamış olması Türkiye’nin bu istikrarlı politikasının sonucudur” diye konuştu.
Pehlivan: “Bu savaşın dönüştürücü etkisi sürecek”
“Rusya-Ukrayna Savaşı’nın Ekonomik Etkileri ve Yansımaları” başlığı ile bir konuşma yapan TÜRKONFED International Başkanı Burak Pehlivan, savaş öncesi Ukrayna ve Rusya’nın tarım, enerji ve doğal kaynaklar açısından dünyadaki konumunu anlattı. Savaş öncesi Ukrayna’nın dünyanın en büyük ayçiçek yağı ihracatçısı olduğunu vurgulayan Pehlivan, “Rusya ise başta doğalgaz, petrol, kömür gibi enerji kaynakları anlamında tüm dünyanın en önemli ihracatçılarından biri konumundaydı. Bu iki ülke arasındaki savaşın ve Rusya’ya konulan ambargonun küresel bir etkisinin olması kaçınılmazdı” dedi. Türkiye’nin bu iki ülke ile hem siyasi, hem ticari hem de turizm sektörü açısından güçlü ilişkileri olduğunu vurgulayan Pehlivan, “Bu kısıtlama ve ambargoların kısa sürede sonlanacağı düşünülmüyor. Almanya İkinci Dünya Savaşı sonrası askeri anlamda pasif politikasını terk ediyor, 100 milyar avroluk askeri ek bütçe koydular. Şuan Rusya’ya özellikle doğalgaz anlamında bağımlı bir AB görüyoruz, ancak bu kısa sürede değişecek gibi de duruyor” diye konuştu.
Uysal: “Çin karlı çıkıyor, petrol fiyatları artacak”
Rusya-Ukrayna Savaşının Emtia Pazarları ve Fiyatları Üzerindeki Etkileri konusunu ele alanDeriva Danışmanlık Kurucusu, Emtia/Vadeli İşlem Piyasaları Uzmanı Dr. Tolga Uysal savaşın finansal piyasalara etkisini değerlendirdi. Rusya Ukrayna savaşının piyasalar üzerinde deprem etkisi yarattığına işaret eden Uysal, “Artan emtia fiyatları ve enflasyon bu sürecin etkisini gösteriyor. Büyüme beklentileri savaştan önce daha iyimser iken, 2022 için öyle olmayacak. Üstelik buna bağlı olarak enflasyon ile mücadelede FED’in faiz artırım politikası devreye girdi. Tüm dünyayı zor bir yıl ve gelecek bekliyor” dedi. COVID’in etkileri azalmaya başlarken, bu savaş ile karşı karşıya kalındığını vurgulayan Uysal, “Türkiye’nin de büyüme beklentileri dünya ile beraber etkileniyor. Bu savaşın, büyüme beklentilerini düşürüp enflasyonu arttıran bir etkisi mevcut. Savaşın uzaması bu süreçte ayrı bir faktör olarak etkili olacaktır” diye konuştu.
Özellikle tarım ve enerjide Rusya ve Ukrayna’nın çok dominant olduklarını söyleyen Uysal, “Özellikle Rusya açısından barış olsa bile bu ambargolar devam edebilir. Petrol fiyatının artacağını bekliyorum. Bu süreçte Çin karlı çıktı. Çin inanılmaz stok yapmış bir ülke, petrol dahil” dedi.
Şener: “Türkiye transit ülke olabilir”
“Rusya-Ukrayna Savaşı ve Taşımacılık Hizmetlerinde Sorunlar ve Yeni Rotalar” başlıklı bir sunum gerçekleştiren Uluslararası Nakliyeciler Derneği UND Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Fatih Şener, “Bir ülkede ekonominin ne durumda olduğunu anlamak için yollara, taşımacılığa bakın derler. Bugün Türkiye’ye bu pencereden baktığınızda komşuları ile ticari bağı kopmuş bir ülke görüyorsunuz. Suriye yok, Irak yok, Ermenistan yok, Gürcistan sınırı sorunlu, İran yok, şimdi de kuzey aksımız kapandı” dedi. Türkiye’nin Rusya’ya şu aşamada ambargo koymayan bir ülke olduğunu, ancak Ukrayna üzerinden kurulan bağlantının koptuğunu söyleyen Şener, “Rusya’ya gidişin bir alternatifini bulmamız gerekiyor. Ukrayna limanları kapanınca doğrudan Rusya’ya gidecek bir alternatif yok. Gürcistan üzerinden olabilir ama Rusya ile Gürcistan arasında sorunlar var. Bu da sınır geçişini etkiliyor” dedi. Türkmenistan Orta Asya’ya transit geçişi kapattığı için Gürcistan üzerinde yük oluştuğunu ifade eden Şener, “Bu noktada Rusya’ya gidenler de Sarp sınır kapısına dönünce günlük 1500 araç kuyrukta bekliyor. Dönüşte de Rusya, Gürcü ve Ermenilere öncelik veriliyor, 40 güne yakın beklemeler oluyor. Bu da taşımacılıkta büyük sorun” diye konuştu.
Avrupa’dan Rusya’ya mal gönderiminde Türkiye ambargolara dahil olmadığı için Türkiye’nin kullanılmaya başlandığına dikkat çeken Şener, “Ancak Türkiye’nin ne kadar bu ambargoların dışında kalabileceği muamma. Ancak bu tutumumuz sürerse Rusya da Avrupa’ya mal gönderiminde Türkiye’yi üs olarak kullanabilir” dedi.