İki derneğin yapacağı ortak çalışmalar ile, Hıristiyanlık, Musevilik ve Müslümanlık gibi üç büyük dinin İzmir’de bulunan ziyaret merkezlerine yerli ve yabancı turistlerin çekilmesi ve ilin turizm gelirlerinin artırılması hedefleniyor. İnanç turizminin tüm ekonomik dinamikleri hayata geçirdiğine dikkat çeken Bülent Tercan, ‘Deniz, kum ve güneş için veya sağlık turizmi için gelenler daha çok otel içinde vakit geçiriyor. İnanç turizmi için gelenler ise daha fazla yer geziyor, ulaşım aracından bölgelerdeki küçük işletmelere kadar her kesime katkı sağlıyor. Suudi Arabistan, İsrail, Vatikan ve İtalya gibi ülkeler inanç turizmi sayesinde muazzam gelir elde ediyorlar. Ege Bölgesi ve İzmir de bu şansa sahip. Örneğin Ege Bölgesi’nde bulunan 7 Kiliseler bölgeye bir milyon fazla turist çekebilir. Meryem Ana’nın evi keza öyle. Bu değerlere sahip çıkıp geliştirmemiz lazım’ diye konuştu.
Yaptık, yine yaparız
İnanç turizminin 12 aya yayılan bir yapılanma olduğunu belirten Kültür ve İnanç Turizmi Derneği başkanı Levent Oral ise, pandemiden önce başarılı 7 kiliseler turları yaptıklarını hatırlattı. Yurtdışında halen 7 Kilise’nin varlığı bilmeyenlerin olduğunu söyleyen Oral, ‘Yaptık, yine yaparız. 27 ×ölümlük incilin 27. Bölümü’nde geçen 7 Kilise, Ege Bölgesi’nde. Ancak bu değerlerimizin tanıtımının daha fazla yapılması ve bu
miraslara sahip çıkılması gerekiyor. Destination İzmir ile yapacağımız ortak çalışmaları bu nedenle çok önemsiyoruz. Kanada, Güney Amerika, Avustralya, Yeni Zelanda, Hong Kong gibi ülkeler önemli pazarlarımızı oluşturabilir. Ortak çalışmalarımıza İzmir’deki diğer turizm kuruluşlarının, mülki amirliklerin ve yerel yönetimlerin de katkı koymasını, ilgi göstermesini bekliyoruz’ dedi.