Yerel Yönetimler

İzmir’in belediye başkanlığını yapmaktan onur duyuyorum

İzmir’in kurtuluş mücadelesinin anlatan “İzmir'e Doğru: 9 Eylül” belgesel filmin galasında konuşan Başkan Soyer, “Kurtuluş destanının, milletin kararıyla başladığı ve yine milletin azmiyle, zaferle sonuçlandığı İzmir’in belediye başkanlığı görevini yapıyor olmaktan onur duyuyorum” dedi.

Abone Ol

Milli Mücadele’nin simge şehirlerinden İzmir’in kurtuluşu, “İzmir’e Doğru: 9 Eylül” adıyla belgesel film oldu. Filmin ilk gösterimi Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi’nde (AASSM) yapıldı. Galaya İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer ve eşi Neptün Soyer de katıldı. 

İzmir'in kurtuluşu Cumhuriyetimizin kilometre taşı
Gecede İzmir’in kurtuluşu ve 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’na dair konuşan Başkan Tunç Soyer, “Bugün, ‘İzmir’e Doğru: 9 Eylül’ belgesel filminin gösteriminde sizlerle beraber olmaktan mutluluk duyuyorum. İzmir’in 9 Eylül 1922’de kurtuluşu, Cumhuriyetimizin en önemli kilometre taşlarından biridir. 9 Eylül ve 29 Ekim, iki ayrı günden oluşan tek bir miladın tarifidir. O milat, özgür Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşudur. Bu nedenle 9 Eylül belgeselinin ilk gösteriminin 29 Ekim’in öncesinde  yapılması İzmir için özel bir anlam taşıyor” dedi.



Bir şehrin kurtuluşundan fazlası
Başkan Soyer, şöyle devam etti: “Uzun bir arşiv çalışmasının ardından çekimleri bir yılda tamamlanan bu yapımda; değerli tarihçilerin ve araştırmacı yazarların anlatımları yer alıyor. Belgeselde ayrıca İzmir’in kurtuluşu için savaşmış kahramanlarımızın ailelerinin röportajları da var. Hasan Tahsin’in sıktığı ilk kurşun ve sonrasında yaşananlar, 1 Haziran’da Ödemiş’teki ilk örgütlü halk direnişi ve işgalden kurtulmak için ödenen bedeller, bu çalışmada çok açık bir şekilde anlatılıyor. 22 Haziran 1919’da yayınlanan Amasya Tamimi’nde Gazi Mustafa Kemal’in imzasını taşıyan şu sözler, bu çalışmanın özeti mahiyetinde: 'Milletin istiklalini yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır'. Kurtuluş destanının, milletin kararıyla başladığı ve yine milletin azmiyle, zaferle sonuçlandığı İzmir’in belediye başkanlığı görevini yapıyor olmaktan onur duyuyorum. Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşuyla sonuçlanan büyük bir savaşın başkahramanıdır. O, aynı zamanda Türkiye Cumhuriyeti’nin payidar olmasını sağlayan barışın da baş mimarıdır. Verdiği onca mücadelenin, tartışılmaz zaferlerin ardından, bizlere şunu öğütlemiştir: 'Yurtta sulh, dünyada sulh!' Bu sözler, atamızdan bize yadigar kalan Cumhuriyetimizin harcıdır. İstiklalimizin rehberidir. Başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, Cumhuriyetimizin mimarı tüm aziz kahramanlarımıza minnet ve şükranlarımı sunuyorum. 9 Eylül belgeseline imza atan, katkı sunan herkese ve filmin yönetmeni Mesut Gengeç’e gönülden teşekkür ediyorum.”  

“Hiçbir güç Türk halkını Atatürk’ten ayıramayacaktır”
Cumhuriyet Vakfı Başkanı Alev Coşkun belgesel için çalışan herkese ve İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne teşekkürlerini sundu. Mustafa Kemal Atatürk’ün Milli Mücadele için büyük önem taşıdığını vurgulayan Coşkun, “Hiçbir güç Türk halkını Atatürk’ten ve laik ilkelerden ayıramayacaktır. Laik ilkelere dayalı Cumhuriyet yönetimini her türlü tırmalamaya, küçültmeye, itibarsızlaştırmaya, zayıflatmaya çalışan hareketler başaramayacaktır” dedi.

Emek verenlere plaketleri verildi
Programda ayrıca Cumhuriyet Vakfı Başkanı Alev Coşkun ve belgeselde yer alan İzmirli tarihçilere plaketleri takdim edildi. Belgeselin sponsoru olan Folkart A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Mesut Sancak adına ise plaketi kurumun iletişim sorumlusu Ünal Ersözlü aldı.

Çekimleri bir yıl sürdü
Uzun bir arşiv çalışmasının ardından bir yılda çekilen belgeselde, konunun uzmanı tarihçiler ve araştırmacı-yazarlar Alev Coşkun, Yaşar Aksoy, Berrin Karadeniz, Kemal Arı, Vahdettin Engin, Ahmet Mehmetefendioğlu, Hayat Akıncı, Feyyaz Yüzatlı ve Şükrü Kocagöz’ün anlatımları ile İzmir’in kurtuluşu için savaşmış kahramanların ailelerinin röportajları yer alıyor. Belgeselin yönetmenliğini Mesut Gengeç, genel koordinatörlüğünü Bülent Günal, proje sorumluluğunu ise Yılmaz Aydın yaptı. Önemli sahnelerinde dramaların yer aldığı belgeselin müziklerinde ise Yıldıray Gürgen imzası bulunuyor.