Ekonomi

İZSİAD'da gündem Karbon Ayakizi

İZSİAD düzenlediği online toplantıda son yıllarda gündemimizden düşmeyen karbon ayak izi konusunu masaya yatırdı.

Abone Ol

Karbon ayak izinin nasıl hesaplandığı, bu hesaplamanın yararları konusunda ayrıntılı bir sunum gerçekleştiren Ege Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nuri Azbar, "Karbon Ayak İzi Nedir? Neden Hesaplanır? Nasıl Hesaplanır? sunumu ile sanayicilerin AB Sınırda Karbon Düzenlemesi’ne dair sorularına yanıt verdi.
 
Toplantının açılışında konuşan İZSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Küçükkurt, Avrupa Yeşil Mutabakatı’nın karbon ayak izini bir sosyal sorumluluktan öte zorunluluğa dönüştürdüğünü ve bu dönüşümü başta ihracatçılar olmak üzere tüm sanayi sektörünü yapması gerektiğini söyledi. Karbon Ayak İzi hesaplamasının fazla bilinmediğini söyleyen Küçükkurt, “Nuri Azbar hocamızı bugün dinleyerek bu sürecin işleyişini öğrenmek istedik. Kendisine teşekkür ediyoruz” dedi.
 
“Ölçmediğinizi yönetemezsiniz”
 
Avrupa Yeşil Mutabakatı’nın sınırda karbon düzenlenmesi getirdiğini ifade eden Ege Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nuri Azbar, “Ölçmediğimizi yönetemeyiz. Önce karbon ayak izimizi bileceğiz ki nasıl önlemler ve dönüşümler yapmamız gerektiğini bilelim. Ölçüm bu yüzden çok önemli ve ilk adım” dedi.
AB’nin 2023 ile 2025 arasını izleme ve gözleme ayırdığını ve Sınırda Karbon düzenlemesinin 2026 yılında uygulanmaya başlayacağını ifade eden Azbar, “AB’nin koymuş olduğu bu çıtaların bizim boyumuza göre nerelerde kaldığını, üstünden mi atlayabiliyoruz, altından mı geçebiliyoruz, hangisi daha fazla masraflı bunu görmemiz gerekiyor. AB 15-20 yıldır bu konuyu değerlendiriyordu, dolayısıyla bizim de bu emisyon ticaret sistemine dahil olmamız gerekiyor. Sınırda karbon vergilendirmesi bir acı reçete oluşturuyor, hazırlanmamız gerekiyor” dedi.
 
“AB fonları kullanılabilir”
Karbon ayak izini küçültecek yatırımlara AB’nin teşvik ve fonları olduğunu söyleyen Azbar, “AB’ye top başına cezalar ödemek yerine AB fonlarından faydalanarak bu dönüşümleri gerçekleştirebiliriz. Başta da dediğim gibi önce karbon ayak izi ölçülmeli” diye konuştu.
AB’nin küresel ısınmada yani karbon salınımında küresel anlamda yüzde 8 etkisi olduğunu, asıl kirleticilerin ABD, Rusya, Çin olduğunu ifade eden Azbar, “AB’nin hedefi örnek olmak, farkındalık yaratmak ve sorumluluk almak. AB bu tehlikenin farkında ve ben ‘sınırda bunun önlemini alacağım” dedi. Ben cezayı öderim ihracatımı yaparım diyebilirsiniz ama ileride parasını ödediğinizde de ürününüzü gönderemeyecek hale gelebilirsiniz” diye uyarıda bulundu.
AB Yeşil Mutabakatı’nı da tekrar anlatan Azbar, “40 yıl önce bugünkü karbondioksit rakamlarını hesaplayıp raporlamışlar. Uyarılmışız, tüm dünya uyarılmış ama bıçak kemiğe dayanmadan bir aksiyon almamışız. Umuyorum artık alınıyor. Paris İklim Anlaşması ve AB Yeşil Mutabakatı ile bu mühür konuldu” dedi.
AB Yeşil Mutabakatı’nın sadece karbon ayak izini gözetmediğini döngüsel ekonomiye de bir projeksiyon tuttuğunu söyleyen Azbar, “Yalnızca çevre değil, uluslararası ticarette köklü değişiklikler geliyor. İklim krizini iyileştirme, döngüsel ekonomi, geri kazanım, geri kullanım, sıfır kirlilik, zehirsiz üretim hep bu Avrupa Yeşil Mutabatı’nın öğeleri” dedi.
 
“Payınızı satabilirsiniz, yatırımınız boşa gitmez”
 
Tedarik zinciri içerisinde bulunan hammaddeler ile ulaşım yöntemleri de karbon ayak izinde öngörüldüğünü söyleyen Azbar, “Emisyon Ticaret Sistemi sizi her anlamda etkileyecek, yaptığınız hiçbir yatırım boşa gitmez. Mesela İzmir’de bir Biogaz şirketi ABD’li Delta Havayoluna karbon ayak izi sınırı altında kalan payını satıyor, 1.5 milyon dolar gelir elde ediyor. Kısacası kirletmeyen, karbon payını kirletene satarak gelir de elde edebilecek” dedi.
Sınırda karbon düzenlemesi 2023 2025 gözlem dönemi olduğunu ifade eden Azbar, “Sınırda karbon düzenlemesi 2026’da yürürlüğe girecek ve bu düzenlemeye Çimento, Demirçelik, Alüminyum, Gübre ve Enerji sektörleri ilk uygulamaya maruz kalacak sektörler” dedi.