İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı olan İzmir Akdeniz Akademisi tarafından bu yıl yedincisi gerçekleştirilen İyi Tasarım İzmir_7 Kültürpark Atlas Pavyonunda Ege Giyim Sanayicileri Derneği (EGSD) söyleşisi ile son buldu. İyi Tasarım İzmir_7’nin teması bu yıl “Yaşamsal” olarak belirlendi. EGSD ve İzmir Ekonomi Üniversitesi Güzel Sanatlar ve Tasarım Fakültesi işbirliği ile düzenlenen proje kapsamında tasarım öğrencileri sektördeki firmalarda 3 hafta boyunca çalışarak tasarımlarını hayata geçirdi. EGSD öğrencilere de sertifikalarını takdim etti. Moda için Yaşamsallık Rehberi/ Modanın Yaşamsallığa Katkısı panelinin moderatörlüğünü, projenin yürütücülüğünü gerçekleştiren İzmir Ekonomi Üniversitesi Güzel Sanatlar ve Tasarım Fakültesi öğretim üyesi Doç Dr. Şölen Kipoz yaptı. Aynı zamanda proje paydaşı olan EGSD üyesi firmalar panelde konuşmacı olarak yer aldı. Akçakaya Tekstil- Yasin Akçakaya, Egedeniz Tekstil- Fırat Yüksel, Hugo Boss- Mahmut Demirkapı, Simurg Tasarım Tekstil - Mukadder Özden ve İzmir Ekonomi Üniversitesi Araştırma Görevlisi Filiz Özbengi Uslu’nun görüşlerini açıkladığı panele İzmir Ekonomi Üniversitesi Güzel Sanatlar ve Tasarım Fakültesi öğrencileri katıldı. Panelin açılışında yaptığı konuşmada projeyi anlatan EGSD Genel Sekreteri Nükhet Şenkaya, çevreci ve sürdürülebilir üretim anlayışının yaygınlaşması için EGSD olarak farklı projeler yürüttüklerini söyledi. Bu alanda çalışmaları olan EGSD üyesi 3 firma ile 5 İEÜ GSF öğrencisinin dahil edildiği bir proje gerçekleştirdiklerini söyleyen Şenkaya, “İEÜ Öğretim Üyesi Doç. Dr. Şölen Kipöz danışmanlığında yürütülen projede firmalar ile öğrenciler eşleştirilerek 3 haftalık çalışma sonrasında çevreci koşullarda ve çevreci ürünler ile sürdürülebilirlik anlayışı ile tasarlanan ürünlerin üretilmesi sağlandı. Üretilen tasarımların salonda sergilemeye sunulduğu panelde, projeye katılan firmalar ve öğrenciler ile bugün bir araya geldik” diye konuştu. Projenin danışmanı Şölen Kipöz ise katılım gösteren öğrenci ve firmalara teşekkür ederek konuşmasına başladı. Türkiye’nin çok uluslu tedarik zincirinin önemli bir aktörü olduğunu, 90’lı yıllarda Türkiye’nin moda tedarik zincirinin çok önemli oyun kurucularından birisi olduğunu söyleyen Kipoz, “Türkiye’nin hem fiyat avantajı hem de lojistik uygunluğu nedeniyle uluslararası firmaların ilgi gösterdiği bir ülke oldu. Sürdürülebilirlik ve sürdürülebilirlik dönüşümü noktasına önemli bir eşikteyiz. O sebeple bu tarz projeler son derece önemli ve değeli” dedi.
Akçakaya: “Öğrencilerin mesleğe saygısını gördük”
Akçakaya Tekstil Sahibi Yasin Akçakaya da İzmir Ekonomi Üniversitesi ile yürütülen projede iki öğrencinin kendileriyle 3 hafta boyunca çalıştığını ifade ederek, onların bakış açılarını, işe saygılarını ve işi sahiplenmelerini çok net gördüklerini söyledi. 20 sene önce organik tekstile başlamış bir firma olarak yaklaşık 12 sene önce de markalaştıklarını, 8 yıldır da markalarının Avrupa’ya ihraç edildiğini anlatan Akçakaya, “Çok kolay olmadı, sabretmek, mücadele etmek ve çok çalışmak gerekiyor. Markalaşma zor bir serüven. Yurt dışı pazarında marka ile bulunmak çok zor. Sürdürülebilirlik noktasında büyük markaların girişimleri başladı. Oysa eskiden sınırları belli olan aksesuar ve kumaşlarla tasarım yapabiliyorduk, artık bu alan da zenginleşti. İlk başladığımızda kumaşları bile boyatamıyorduk. Sonrasında sertifikalı boyalar çıkınca kumaş boyamayı yapabildik. Sektör eskiye göre çok gelişti” diye konuştu.
Yüksel: “Toprak, su, hava doğal kaynak değildir”
Egedeniz Tekstil İş Geliştirme Müdürü Fırat Yüksel ise onarıcı tarımın mantalitesinin doğayı doğal kaynak olarak görmeyip toprağın suyun, havanın, kendini onarmasını beklemek üzerine kurulu olduğunu ifade etti. Sürdürülebilirlik ve tekstil söz konusu olduğunda organik tarımın ve organik pamuk üretiminin öne çıktığını söyleyen Yüksel, “Bunun bir adım ötesinde bizi AB Yeşil Mutabakatı bekliyor. Biz bir adım önden gitmek istedik. Tarım Bakanlığı ile bir proje hayata geçirdik. Çok fazla pestisit ve su kullanılan bir ürün pamuk. Bizim bu projemizde rejeneratif tarım ile hem organik pamuk üretimi yapıyoruz hem de az su tüketimi yapıyoruz. Trend artık bu yönde yürüyor” diye konuştu.
Demirkapı: “Önümüzdeki yıl da bu projede olacağız”
Hugo Boss Sürdürülebilirlik Takım Lideri Mahmut Demirkapı ise öğrencileri kutlayarak sözlerine başladı. 3 hafta boyunca öğrencilerin özveriyle çalıştıklarını söyleyen Demirkapı, “Hiç yılgınlığa düşmediler. Çok keyifliydi, Hugo Boss olarak bu projede olmaktan mutlu olduk, önümüzdeki yıl da katılmak isteriz” dedi. Sürdürülebilirlik kavramının son dönemde iyice öne çıktığını ve konuşulduğunu söyleyen Demirkapı, “Mesela her kıyafetin bir kullanım ömrü var, bu salondaki kıyafetler eskidiğinde ne yapılıyor? Yer değiştirmek, eski kutusuna atmak, başkasına vermek, vs. bunun adı ötelemektir. Dünyadaki tahminlere göre tekstil ürünlerin yüzde 87’si toprağa karışıyor, içinde naylon olduğu için çözülmesi çok uzun zaman alıyor. Sadece yüzde 15 geri dönüşüme gidiyor” dedi. Bu noktada Hugo Boss’un gelecek stratejisinin de bu gerçeklik üzerine kurulu olduğunu ifade eden Demirkapı, “Diğer firmalarda bu tarafa doğru yaklaşıyorlar. Türkiye olarak müthiş bir tekstil ülkesiyiz. 2030 yılına her 10 üründen 8’ini döngüsellik ilkelerine uyacak şekilde üretmek istiyoruz” diye konuştu.
Özden: “Bu proje sektörümüz için çok değerli”
Toplantıya video konferans yoluyla katılan Simurg Tekstil Ortaklarından Mukadder Özden ise moda estetiği ve moda teknolojisi için neler yapabiliriz diye bu projede çalıştıklarını söyledi. Bu etkinlikte emeği geçen kişi ve kurumlara çok teşekkür eden Özden, “Sektörümüz için bu projeler çok değerli. Önümüzdeki yıl da hayata geçirilmeli” diye konuştu. İzmir Ekonomi Üniversitesi Araştırma Görevlisi Filiz Özbengi Uslu da öğrenciler adına katılımcı firmalara ve proje paydaşlarına teşekkür etti. Kısıtlı zamanda öğrencilerin çok iyi iş çıkardığını belirten Uslu, “Üniversitede sürdürülebilirlik hep konuşulan bir kavram. Endüstri içinde bunun karşılığını görmek öğrencilerimiz için çok faydalı oldu” dedi. Panelin ardından öğrencilere katılım sertifikaları takdim edildi.