Ege Üniversitesi bünyesinde bağımlılıkla mücadele konusunda önemli çalışmalar yapan Madde Bağımlılığı, Toksikoloji ve İlaç Bilimleri Enstitüsü (BATI) Müdür Yardımcısı Doç. Dr. Görkem Yararbaş, “Üniversitemiz, bağımlılık konusundaki vizyonu ve misyonu ile Türkiye’deki üniversiteler arasında çok farklı bir noktada bulunuyor. Bu alanda çok daha erken yola çıkmış bir üniversiteyiz ve büyük bir birikime sahibiz” dedi.

Enstitü olarak hem Türkiye’de bağımlılık alanında yetişmiş insan gücüne hem de bağlılığın tanı ve tedavisine yönelik katkı vermeyi sürdürdüklerini söyleyen Doç. Dr. Yararbaş, “Kurumumuz, bağımlılık alanında Türkiye’de bir ilki temsil ediyor. Üniversitemiz bünyesinde 2007 yılında kurulmuş olan enstitümüzde iki anabilim dalı başkanlığı altında eğitim, araştırma, uygulama ve hizmet faaliyetlerini yürütüyoruz. Bu faaliyetlerimizin arasında yürütmekte olduğumuz lisansüstü eğitim, yüksek lisans ve doktora programlarımız da bulunuyor. Bunlar, Türkiye’de ilk olma noktasında da önem arz eden ve on yılı aşkın süredir süren programlar. Bu anlamda tüm Türkiye’de bağımlılık alanında yetişmiş insan gücüne katkıda bulunuyoruz. Araştırmalarımız hem üniversite kaynakları, hem de ulusal ve uluslararası proje kaynakları sayesinde her geçen gün zenginleşiyor. Ek olarak; topluma yönelik, bağımlılığın tüm alanlarında danışmanlık ve tedavi hizmetleri veren bir kurumuz. Toksikoloji Laboratuvarımızda bağımlılıkla ilişkili ayrıntılı testler yapıyor. Adalet Bakanlığı, Ceza İnfaz Kurumları ile de ortak çalışmalar yürütüyoruz” dedi.

Bayramda beslenmeye dikkat! Bayramda beslenmeye dikkat!

“Üniversitemiz bağımlılığı önleme çalışmalarına önem veriyor”

EÜ’nün bağımlılık kapsamda yürütülen çalışmalara oldukça önem verdiğine dikkat çeken Doç. Dr. Yararbaş, “Ege Üniversitesinde, Rektörlüğümüz bünyesinde var olan bir Bağımlılıkla Mücadele Komisyonumuz mevcut. Bu komisyonda, üniversitenin idari ve akademik personeli ile öğrencilerini bilgilendirmek, çevrelerinde bağımlılık sorunu yaşayan bireyler var ise, onların yardım alabileceği noktaları ve algoritmaları oluşturmak için çalışmalar yürütülüyor. Bunun dışında tüm araştırma projeleri üniversitemiz ve enstitümüzün yanı sıra, kampüsümüzde iş birliği içerisinde olduğumuz diğer fakültelerimiz ile birlikte yürütülüyor. Üniversitemiz bağımlılık konusundaki vizyonu ve misyonu ile Türkiye’deki üniversiteler arasında çok farklı bir noktada. Çünkü çok daha erken yola çıkmış bir üniversiteyiz. Bu durum bizim ileriye doğru gitme anlamında ki birikimimizi ve yetişmiş insan gücümüzü daha avantajlı bir hale getiriyor. Yeşilay Haftasında da gerçekleştireceğimiz çeşitli etkinliklerle toplumda farkındalık yaratmaya devam edeceğiz” diye konuştu.

“Bağımlılık tedavisi çok disiplinli bir yaklaşım gerektiriyor”

Bağımlılık türleri ve tedavi yöntemleri hakkında bilgi veren Doç. Dr. Yararbaş, “Bağımlılık dediğimizde, hep geçmiş yıllardaki madde bağımlılığı akıllara geliyordu. Ancak bugün bağımlılık fenomeni çok daha fazla unsur barındırıyor. Özellikle rakamsal anlamda tütün ürünlerini farklı bir noktaya koymak gerekiyor. Tütün, yani sigara bağımlılığını istatistiksel olarak teknoloji ile ilgili bağımlılıklar takip ediyor. Böyle alışkanlıklar elbette ki uzun tedavi süreci gerektiriyor. Çünkü bağımlılık, tıbbi bir sorun olarak algılansa da, aslında çok disiplinli yaklaşım gerektiren bir sorun olarak karşımıza çıkıyor. Bağımlılıktan kurtuluş süreci temelde rehberliğin ön planda olduğu bir anlayış gerektiriyor. O nedenle kişilerin ihtiyaç duyduğu psikolojik ve sosyal destek boyutunda herhangi bir müdahale olmadan; sadece medikal tedavi uygulanmasının uzun soluklu bir başarı sağlaması da oldukça güç oluyor. Bu bağlamda bizim enstitümüzde yürütülen tedavi çalışmaları tüm aşamalarında bireyin ihtiyaç duyduğu sosyal ve psikolojik desteği sağlayacak şekilde, geniş bir ekiple, çok boyutlu olarak yapılıyor” dedi.